Sinai çölünde, Kızıl Denizin kıyısındaki kumların üzerinde bir kahvede, kapkara dişlerine rağmen yürek ferhlatan bir gülsemeye sahip bir bedevi el falıma bakma konusunda ısırar etti. Gümüş sinide Kakuleleli bir kahve ikram edip, palmiye çardağın altına oturtup avucumu avucunun içine yerleştirdi ve dedi ki:
....Hayattaki herşey birbirine, görünmeyen, paralel ipliklerle bağlı, birbirine paralel giden bir süre ince, şeffaf iplik...
...senin hayatını bağlanayan bu iplikler bu aralar epey içiçeler; düğümlenmiş, birbirlerine karışmışlar...
...ama bunu sen istemişsin... ipliklerinin hepsini birbirlerine katmışsın! Bilinçli bir şey bu!....
...İpleri birbirlerine kattın bir süre de öyle kalsınlar istiyorsun! Daha sonra tekrar hepsini teker teker yoluna koymak üzere... daha renkli ve daha akıcı!
Gitmek istiyorsun sen... Sadece gitmek için, iyi git madem!!
Çok sıkılmışsın maskelerden! Yüzlercesini takıyorsun hergün, üstelik iyi de taşıyorsun, ama artık çok sıkılmışsın! Maskelerin ile kendi gerçekliğinin arasında sıkışmışsın... çıkmak istiyorsun, hepsini çıkarmak istiyorusn! İyi çıkar madem!
Gülmsedi...sonra elimi bıraktı!
Elimi bıraktığı an ve sonrasında günümün geri kalanı epey garipti! Bütün gün ortalıkta bir bulutun üzerinde seyredercesine süzüldüm! Kendimi ve etrafımı kristal bir fanusun dışından izeledim bütün gün!
Gerçekte iflah olmayan analitik, şüpheci tavrım bu tür falımsı safsatamsı işlere pek prim vermez! Ancak bu bedevinin söyledikleri benim kendi sözlerimdi! Bunlar benim, bu nerde başlayıp nerden biteceğini bilmediğim süreçte, kendi kendime söylediklerimin özetinden başka bir şey değildi! İpler, maskeler, seçilmiç kaos, gitmek, vs...!
Çölden döndüm. İşimden istifa ettim. Tazminatımı aldım. Evimi başkasına devr ettim. Eşyalarımın çoğundan ya kurtuldum ya da depoladım. Alınabilecek en büyük sırt çantasını aldım ve bir fotoğraf makinası edindim. Haritalarım, not defterlerim, yolda okunacak kitaplarım hazır! Bilet tamam! Pasaport tamam! 05.02.2010'da saat 18:20'de Bangkok'ta oluyorum.
Plan şimdilik bu kadar....sonrası rengarenk! Bu günü kaç sene bekledim acaba? İşte oluyor:) Bir Gün Sendromunun en fanatik olduğum maddesi :)
Amaç maksimum zaman kalabilmek, ideali 6 ay! Tayland, Laos, Kamboçya, Vietnam!
2010 fantazisi 10 ay yaz olduğuna göre de mosonlar başlarken güneşli yerlere doğru yol almaca....
Artık başlasın.... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder