5 Haziran 2008 Perşembe

Bir Gün Sendromu


Hep bir gün...Hep bir gün.

-Bir gün patronuma heey düüüt neden kendini becermiyorsun allahın belası diiicem
-Bir gün plazadan elimde pilli müzik çalarla bangır bangır "we dont need no fire let the mother fucker burn....BURN MOTHERFUKER BUUUUUUUURN"i çalarak ve asansöre çıplak binerek binayı bir daha dönmemek üzere terk edeceğim
-Bir gün bir toplantıdaki godomon amcalara hepiniz iktidarsızsınız, hepiniz sapıksınız, hepiniz manyakhhhsınız üleen diyip ortamı vıııııın diye terk etcem
- Bir gün başımı örtüp kıçımı açıp Sultanahmete dalcam
-Bir gün süper şık, sosyete ve paha biçilemez yemekler sunan bir yerde hesap niyetine mükemmel bir bok bırakcam
- Bir gün sevmediğim herkese bağıra bağıra onlardan ne kadar nefret ettiğimi sölicem
- Bir gün sırtıma çantamı alıp, hatta çanta filan almayıp plansız programsız basıp gitcem
- Bir gün bulcam en güzel güneşi, en güzel denizi, en güzel anı...ve Bir gün asla bir daha bir gün demicem

4 Haziran 2008 Çarşamba

Olağan Rahatsızlıklar


Yine o karmaşık düşünme hallerinden birinde aklıma takılan bir mevzu: Olağan Rahatsızlıklar.

Bir süredir bunun üzerinde düşünüyorum. Hayatımdaki olağan rahatsızlıklar. Elle tutulup, gözle görülemeyen bu minicik tefecik rahatsızlıklardan epey bir rahatsızlık duyduğumu fark edip bunu da bugün mevzu bahis yapıım dedim.
Hazır işim gücüm yok iken, ya da var ama benim yapasım yok iken, mantıklı bir zaman değerlendirmesi olur diye düşündüm. Aslında öle de düşünmedim şimdi yazarken aklıma geldi. Baktım cümle de iyi oldu üzerine hemen yatıvermek.

Skip to the End: Olağan Rahatsızlıklar.

- Sabah saatin 07,30 da çalmasından son 8 sendir çok rahatsızım.
- Plazaların asansör geyiklerinden rahatsızım. Canım kimseye iii günner demek istemiyor. Herkes koca canavarın karnının içindeki yemek borusnu andıran asansörün içinden kapılar açılıp gününün geri kalanını sarf edeceği hücresine giderken kimseye iii günner diyesim gelmiyor. Daha çok 'plazalar bizi bir gün yutacaklar' ya da 'git masa başında ömrünü ye' diyesim var. Ahalinin asabını bozmanın alemi yok diyip susuyorum. Rahatsızım.
- Dünya Para düşünyor. Prasızım. Parasızlıkta ısrarlıyım. Paradan rahatsızım. Takas ile yapalım işimizi gücümüzü. Sen bana armut ver ben sana ipod veriim.
- Türban tartışması, ergenekon, susurluk, AB'ye girelim, Ab bize girsin, 301, Telekulak, azınlık sorunu, dinimi yaşıyamıyorum, gayim gururluyum... vs'nin topundan rahatsızım. Gündeme Gaaaaaaaaark demek istiyorum.
- Akbilimin sürekli bitmesinden rahatsızım. Bitmeyen akbil istiyorum.
- Kadın erkek eşitliğinden, ayırımından ve pozitif ayırımcılıktan tiksiniyorum.
- Dünyanın neresine gitmek istersem benden bir sürü bilgi, belge, pasaport, para vs istenmesinden rahatsızım. Sadece harita üstünde görünen gerçekte var olmayan kesik kesik çizgileri geçememek nedemek!
- Dizilerden, yarışma programlarından, digitürkten, kablolu tv'den, özetle tv'den rahatsızım. Sesini duymak istemiyorum. Görmek istemiyorum. Sağda solda, şehirler arası otobüslerde, yemek yediğim kafede maruz kalmak istemiyorum.
- Takım elbiselerden, takım elbiseli adamlardan, ve haftanın beş gününü takım elbisesi ile geçirip haftasonu da gömleğini yüksek bel kotunun içine sokup altına kösele ayakkabı giyen adamlardan özenle rahatsızlanıyorum.
- Halka açık alanlardaki yürüyen merdivenlerde ısrarla sağ tarafta duran tiplere meydan dayağı atmak istiyorum
- İstanbul'daki yaya geçitlerinde, hani o bir amaca hizmete etmek üzere asfalta çizilen çizgiler yok mu, işte onlarda kimsenin durup yol vermemesinden rahatsızım. Bir gün trafik sıkışıp yaya geçidini tıkadıklarında, varımı yoğumu ortaya koyup arabaların üzerinden yürüyüp geçcem. Ya da en azından deneyip dayak yiyip rahatlıcam.
- Türk dil kurumunun uydurduğu Türkçe terimlerden, konuşurken yabancı sözcük kullanmama laf atanlardan ve aşırı milleytçi tepkici ne savunduğunu bile bilmeyen, tarihten ve günün vukuundan bi-haber TRT militanlarından da çekinirim.
- Adımı bir türlü doğru söylememkte ısrar eden ve kodladığımda bile aynen lüleburgazorduboluniğdeankara diye yazan zihniyete hayranlık duyuyorum. Gıbta ediyorum. Kulaklarından anahtarlık yapmak istiyorum.
- Konserveleri açmaya yarayan halka biçimindeki metal parçasının kapağı açmaya çalışırken kopmasına karşı özel bir antipati besliyorum. Gazoz kapağının dişlerle açılmasını (hele dişçi isen) kesin onaylamıyorum. Karton meyvesuyu kutusu pipetlerinin kaybolması içimi sızlatıyor ve bilimum Türk imalatı olan şeker çikolata vs'nin 'buradan açınız' yazan yerinden asla açılamayacak bir mekanizmaya sahip olması uykularımı kaçırıyor. Elin adamı Marslara gidip gelsin senin yaptığın etipufun kenarı açılmasın. Brakkkhhhhh allaani severseen yaaaa
- Birbirini yiyen istakozlar, düşen dişler, sokakta çıplak kalmak, işe mütemadiyan geç kalmak gibi temaları işleyen rüyalarımı sevmiyorum. Rüyalarımda pembe filler tango yapsın istiyorum. Ama olmuyor olmuyooo olaamıyoooor!!
- Yazarken komiklik kaygısı, çalışırken ciddiyet kaygısı, uyurken uyuyakalma kaygısı, yerken kilo kaygısı, ossuruken koktu kaygısı....kaygılarımdan arınamamaktan rahatsızım
- Rahatsız olmaktansa hepten ra-hat-sız-ım!