Kural: Herkes Çalamadığı bir enstrümanı çalacak
Kostüm: Fehmi Abi
Amaç: Bakalım Dayak Yiycez mi?
Maşrapa: Alaturkanın olmazsa olmazıdır. Teyemmümde kullanılamaz.
3 gündür Kamboçya’nın başkenti Phnom Pen’deyim yanımda Tayland'ta tanıştığım Robert ile Sarah, bir de Kamboçya'nın sınır kapısından yanına kattığımız Edward var. Edward hariç Vietnam vizesi için pasaportlarımızı seyehat ajentasına verdik. İngiliz pasaportlar tamam ama TC pasaport değil! Vize alınamadı hali ile de Vietnam planı gümledi. Onun yerine buradan Tayland’a dönmeye karar verdik. Edward burdan Laos ve Çin’e devam edecek.
Phnom Pen’in ağır bir havası var. Bugün S-21 hapishanesi ve Ölüm Anıtına gittik. Anıtın içinde sergilenmiş binlerce insan kafatası ve toplu mezarlar, hapsihanede ise hücreler, işkence aletleri ve ölen binlerce insanın portresi sergilenmişti. İnsanın insana yapabildiklerinin karşısında bir kez daha kanım dondu! Sonrası garip bir gündü. Hostele gidip üzerine uyudu herkes. Şoktaydık hepimiz, ağır bir gündü!
Yarın Tayland vizesi almak için elçiliğe gideceğiz. Son ücretsiz Tayland vizesi olacak bu. 4 Mart 2010 itibari ile 1 ayı geçen Tayland vizeleri ücretli oluyor. Pasaportların 5 gün içerisinde geri verileceğini duyunca yola pasaportsuz devam etmeye karar veriyoruz. Kuzeyde önce Kamboçya’nın en büyük ikinci şehri olan Battambang’a otobüsle ordan da nihayet Angkor Wat’a ulaşmak üzere nehirden tekne ile gideceğiz.
After a three hours walk up mountain we arrived at the Lahu mountain tribe village. The view is fantastic. The forest is incredible!
Right now I’m chilling inside my pink net which separates my mattress from the 10 others next to it in this one room bamboo shack! I’m waiting my turn for a Thai massage
from a Luhan Tribe lady; my muscles are
crying for it after all the climbing we did today. We are a group of 11 people from different countries and we have an extremely fun Thai guide called Jack! He prefers us calling him Captain Jack! We are all to sleep in the same room and eat together for the next two days.
Before we took off for a 3 hours- 8 KM hike, we had an elephant ride at the elephant park near the river. Those who dared were allowed to ride on elephant necks; “No thanks! Not me!” Instead I voyaged at the carriage and enjoyed feeling like an Indian Queen! Yet this did not save me from being sprayed with the water Mr. Elephant sucked from the river! The queen was covered with Elephant spit!
A baby elephant came along through the whole trip, apparently one of the elephants we were riding was his mother. Watching the baby elephant swimming in the water and rolling in the mud was like nothing I’ve seen before.
On the way to the elephant park earlier today we visited the village of the Long
Neck Tribe. That was a real disappointment. You basically pay 500 Baht to see people and take pictures of or with them as if they were in a zoo. I couldn’t shake the thought of the forced smile of the women with rings on their necks for the rest of the day. I really didn’t like the fact that there was a church inside the village! I couldn’t help saying: “O
h! Not you again?!”, out loud, as I saw Jesus on a the cross inside the little bamboo church.
We were told that the women of the tribe wore the rings to protect their necks from tiger bites or because the leader of the tribe came up with this genius idea as a way of identifying beautiful women and keeping them in the village as it would be impossible for them to live with them necks anywhere else.
I certainly like the Luhan Tribe village better. It is real. I’ve found out that there is no school here; the kids with rich families go to some other distant village to study. The rest of the kids either learn from them or basically get no education. I spoke to the guide and he said the head of the tribe would welcome the idea of me staying and teaching the kids for a few months given that I solve my migration issues with authorities, and that they would provide me with food and shelter. I note this down to be considered as an alternative later on, perhaps in a few months.
Tomorrow we go rafting at the river then we head back to Chiang Mai. I will go to the Monk Chat point in Wat Chad Du Lueng to find more about the possibilities of staying at some temple and practicing meditation for a few days.
A woman dressed in a colorful dress with bells hanging from her skirt has just opened my net and asked me to get ready for my first Thai massage...
Henuz geldigimden beri bir yerimde durup elimin altinda internet olup yazma sansim olmadi. Daha online gezi gunlugu, blog, 8 GB SD hafiza karti, online album vesaire gibi islere kalkiscam ama yok fil sirtinda dolas, daga tirman, gece ic sic derken bir turlu kicimin ustune oturamadim:)
Ilk gun Bangkok'a indikten iki saat sonra kendimi bir koltuk surfculeri partisinde buldum! Evin duvarlari grafiti kapli, salonda bilardo masasi, DJ'ler, tas Asyali hatunlar, sinirsiz alkol tuketimi, yuzme havuzunda iccamasirlari ile yuzmece vs.... nerde oldugumu algilayamamak bir yana dursun sanki bana hosgeldin partisi yapar gibiydi Bangkok :) Sokaga sabahin 6isinda cikip kizilkayalar yerine baktim cekik gozluler minik arabalar ve kucuk plastik torbalarla yesil mangolar, anansili tavuklar, cubukta kizarmis domzular vs satiyorlar, dedim ben iyisi bunun ustune bir uyumak!
2 gun daha Bangkok'ta kaldim. Birinde Bangkokun 1 saat disindaki yuzen pazara gittim. O gece Khao San'da ufak capli bir alkol tuketimindan ve bir birlesmis milletler toplantisinda sonra :) ertesi gun butun gunu havuz basinda yeme-icme,kakara-kukara derken gecirdim.
Bu sirada en az 40 kisi ile tanistim, herkes bir yerlere gidiyor; bir yerlerden gelmis, daha gidecek, birileri ile bir yerlere gitme planlari yapiliyor, birileri oraya boyle gidin burda bunlar oluyor yok ordan orya gidilmiyor falan derken benden soylemesi burada dunya baska bir eksende donuyor, zaman farkli isliyor...cabuk desem degil, hizli desem hic degil, tam kivaminda dolu dolu diyesim geliyor:))
Neyse efenim 8'inde Ozan ile Edgar geldiler Bangkok havalaninda bulusup beraber kuzeye, Chiang Mai'ye uctuk, orda onun Thai arkadasi Wii ile bulustuk, bir gece Chiang Mai'de kalip gene hooop Ozan geldi partilemecesinden sonra ertesi sabah zorlukla kalkip Lampang'a gectik:) Yolda fil parkina ugradik fillere bindik filam (sahane hayvanmislar ya ilk defa gormek o kadar fili bir arada binmek ne ooofff:))) yolda bir tapinak da patlatip ustune Lampanga vardik.
Lampang'ta Wii'nin saray yavrusu evinde kaliyoruz. Ev'de kimse yasamiyor, ailesi sehir merkezine yakin baska bir evde kaliyor. Aksam Wii'nin annesinin evine yemege gitmece -o ne tas anne bu arada demeden gecememek-Wii'nin babasi da Libya'da Sirte'da falan!!
Iki gundur dagda idim. Once fil sirtinda ormanda, nehir kiyisinda bir tur. Minik fil yavrusu yanimizda tepindi durdu nehirde hopladi zipladi. Bizim fil muz vermeyince gitmiyor hatta tukuruyormus adi ya!! Ardindan 8km, 3 saat dik tepelik ormanin icinde arazi tirmandik Luhan kabilesinin yasadigi yere ulastik. Yolda muz bahceleri, selalaler....Manzara yukardan sacmalik derecesine guzel, gece hayatimda hic gormedigim kadar yildiz! Dus adina yanda bir bamboo kulube var musluktan erimis buz akiyor:) Dustan sonra bamboo evin icinde kabile kadinlari mum isiginda Thai masaji yapiyor (6 TL!!)
Kebileden iki tane super komik ve sirin adam bize yemek yaptilar. Yemekten sonra kabilenin tarihini, dilini anlattilar, iplerle oyunlar ogrettiler. Cocuklar gelip sarki soylediler. Bu arada ekipte 11 kisi vardi hepsi mi birbirinden guzel. Tayland ister gezgin ister yerli dunyanin en guzel insanlari ile dolu.
Gece hep beraber birbirinden sinekliklerle ayrilmis yataklarda uyuldu. Sabah erken bir kahvaltidan sonra yine yurumece. Selalede yuzme; nehirde rafting ustune sal keyfi oh bi de yemek' sonra donus...siki durun bunlarin hepsi 80 TL!!
Ozzy ile kankasi hatun yaptilar tabi dagda, gencler bu gece Chiang Mai'de egleniyor disarda ama bu gece benden buraya kadar. Ilk defa bir firsat bulup bir seyler karalamaca internet vs...ustune de uzun bir uyku cekmece! Bir haftadir nerdeyse hic durmamisim!!
Oldu oldu...fistik gibi oldu
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOHHHH BE:)))